Pages

09 Aralık 2013

091213

Gün 9. Bir kafedesiniz, başınızı kaldırdınız ki kimi göresiniz! “Kimi” kısmı size kalmış, buyrun yazıda anlatın.


Bu başlıkta biraz değişiklik yapacağım; "Kahve içiyordum, başımı kaldırdım ki kimi göreyim!"

...

Günün evvelki saatlerine döneyim. Cardiff'teyim, City Road'da Kürtlerin işlettiği bir marketten alışveriş yapmışım. Elimde sucuk, yufka ve susamlı bagel'larla geri dönüyorum. Tesco'dan da çikolatalı ve çilekli süt almışım. Pek mutluyum. Skype'tan Nikita'yı arıyorum. Açmıyor, bana mesaj atıyor; "arkadaşlarla birlikteyim, akşama konuşuruz". Biraz bozuluyorum. Ben iki parça sucuk buldum diye sevinirken, eleman arkadaşlarıyla gününü gün ediyor diye.

Paskalya tatili. Dolayısıyla yurtta in cin top oynuyor. Normalde ortak alan olan mutfağa girip, börek yapıyorum. Biraz ev havası hissetmek için. Börek fırındayken kendime bir nescafe hazırlayıp, odama bilgisayarın karşısına kuruluyorum. Perdeler açık ve dışarısı karanlık. Odamın manzarası boş bir arazi ve köşeden M-4 karayolu.

Elimde kupam, camda tıkırtı duyuyorum.

Kahve içiyordum, başımı kaldırdım ki kimi göreyim; Nikita!

İnanamıyorum, yanlış gördüm sanıyorum. "Özlem heralde o kadar dorukta ki Nikita'yı yanımda hayal etmeye başladım!" diyorum. Gözlerimi kırpıştırıyorum ama penceredeki silüet bana el sallıyor.

Hayatımın en güzel süprizi olarak kayda geçiyor. Bunca sene sonra anlatırken bile heyecanlanıyorum...

Hikayenin devamı için; Nikita'nın gelişi...

0 Yorum:

Yorum Gönder