Pages

01 Ağustos 2013

010813

B. acaba ne zaman emekleyecek derken yürümeye başlamıştı. Henüz çok ufaktı ve uzunca süre ayağına uyacak ilk adım ayakkabısı bulamadık, 17 numara olan ayakkabıların hepsi aslında ayakkabı süsü verilmiş patiklerdi. Çok küçük yürümeye başladığı için denge sorunları oldu. Biz de o minnacık kafasını oradan buraya geçirmesin diye çocuğa "tasma" takmaya başladık.

Tasma olayı biraz controversial. Çok beğenenler de var, çocuğa köpek gibi tasma takmışlar diye alanen söyleyenler de. Şöyle bir gerçek var ki, tasma bizim hayatımızı kurtardı.

Şu anda 14 aylık olan B., takdir edersiniz ki katiyyetle elimizi tutmuyor. Bense hergün onu otuzbin bubi tuzağıyla dolu parka götürüyorum. Salıncakların arkası, tahtarevallilerin yanı, kaydırağın merdivenlerinin arasındaki ve trabzanlarındaki boşluklar tamamiyle birer "death trap". Bazen gözümün önüne, "ya elimden kayıp yuvarlanırsa?" senaryoları geliyor, ürperiyorum.

Geçen hafta yine B.'nin tasmasını takmış parkta dolaştırırken, bizimki iki kadının bacaklarının arasından hoop diye süzüldü, bense perdelemeye maruz kaldım, B. ise heyecanla koşarken ayağı takıldı, tasma elimden kaydı ve B. tartan piste kapaklandı.

Bizimkinin kapaklanmasıyla beraber, bankta oturan bir kadından şen bir kahkaha yükseldi. Yanındakini dürterek "bak gördün mü, hiç de bir işe yaramıyormuş! hahahayy" dedi.

Çocukların korumak amaçlı yapılan bir aygıtın başarısızlığından ve bunu takiben çocukların düşmelerinden haz duyan anneler mevcut. Bunlar çocuk yetiştiriyor. Gelecek nesli... Bilginize.