Pages

22 Aralık 2012

221212

Bugün en kısa günmüş.

Dün gece Şeb-i Yelda'yı kutladu İranlı kardeşlerimiz. Tabi ben bilimum kıroluğumla "aaa o karpuz mu? Bu mevsimde karpuz ne arıyor?" şeklinde sualler sordum. Nezaketen cevaplamak yerine bana wikipedia linkini atsalardı daha az utanırdım sanırım.

Neyse, en uzun gece. Hamileliğin son aylarında bedenimi çişe tutmak üzere gecede beş defa uyanıyordum. Şimdilerdeyse yer yer sayısı 10 u bulan ama hiçbir şekilde 3 ün altına inmeyen uyanmaları sonucu, Bilge benim Coca-Cola (veya herhangi bir içecek) makinesi olduğumu düşünüyor sanırım. Parayı atıp tuşa basıyor, hop ağzına düşüyor.

Hatta korkarım, Bilge benim Bayan Patates Kafa olduğumu da zannediyor. Gözlüklerimi istediği zaman çekip çıkarabilme, o koca burnumu sıkıp sağa sola çevirmek suretiyle şekilden şekile sokma ve hatta uygun düğmelere basınca (örneğin gözlerim!) ses çıkarma özelliğine sahip büyük bir oyuncağım ben! Orjinal ambalajımda hem de her yaş grubuna hitap ediyorum. Boğulma tehlikem yok, 37 derecede yıkayınız.

17 Ekim 2012

171012

Bir bebeyle fazla vakit geçirmenin yan etkileri bolca bebe konuşması yapmak ve her eylem için bir şarkı söylemek olsa gerek.

Ama Nikitaylan farkettik ki bizim repertuar biraz eskilerde kalmış. Hani Tayfun'du, Bora Gencer*'di tadında eskiler...

Bilgeyi sağdan sola dönmeye teşvik etmek için Rocky'nin yancıları modunda "hadi kızım, yapabilirsin!" diye bir süre direttikten sonra arabeske bağlayıp önce Tarkan'dan "dön bebeğim..." şeklinde girizgah yapıp, izel-çelik-ercan'dan "dönmelisin, görmelisin, artık seni sevdiğimi bilmelisin!" diyerek damardan dalıyorum.

Ha Nikita'nın durumu benden parlak mı? Değil. Geçen Harun Kolçak söyleyip bir yandan da Abone dansı yapıyordu.

Abone dansı ne diye soruyorsan, bu post sana hitap etmiyor kardeşim. Hadi başka kapıya.

*Hadi hadi şeker, canım seni çeker
Hadi hadi şeker, öptüm seni şeker
Şıkır şıkır eller, deli etti gözler
Allısı morlusu, kaça kilosu?

10 Ekim 2012

101012

Sanirim bir onceki blogumda erkeklere haksizlik etmisim. Kahve dunyasinda bana "sut urunu icermeyen" buzlu icecegi ahanda kafam kadar kremsantiyle servis etmeye calisan kizimiz da bana icecekte hic sut olmadigini soyluyordu.

Hatta o kadar inanarak soyluyordu ki kesin ben yanlis anladim diyecektim.

Az daha zorlasaydi ortada kasik felan da kalmayacakti, (there is no spoon. Anladin sen onu).

03 Ekim 2012

031012

Bilge'nin sut ve sut urunlerine allerjisi var. Bu durum beni en cok herhangi bir yerde kahve tercihi yapmaya calisirken zorluyor.

Haftasonu Caribou'da arkadaslarla oturuyoruz (ya da B izin verdikce oturmaya calisiyoruz), kahve siparisi vermeye gittim ama sutsuz de kahve icmek hic icimden gelmiyor. Dedim soguk meyve bazli birseyler iceyim. Kasadaki cocuk"smoothie alin" dedi. "Sutle yapilmiyor mu smoothie?" dedim. Yooo, hayir hayir seklinde kafa salladi. "Emin misin? Bak cocugun sut urunlerine allerjisi var" dedim, garanti etti. Verdim siparisi bekliyorum. Derken gozume menu ilisti. Smoothie nin altinda "yogurtla yapilir" yaziyor. Sonrasi soyle;

Kiddo - E hani sut urunu yoktu? Yogurt yaziyor burada.
Kasa- ama o yogurdu farketmeyeceksiniz bile, ozutunde var sadece.
Kiddo- ...
Kasa- Bakin ozutu boyle birsey, tadina bakin isterseniz, yogurt tadi gelmeyecek bile!
Kiddo- ...!?!?

Sonra dedim, erkeklerin geneli bu besin urunleri ve icerik bilgisinden yoksun. Muhtemelen vatandas yogurdun sutten yapildigini bilmiyor. Gecenlerde de Nikitadan eve gelirken corba almasini istedim ama gaz yapmasin Bilgeye diyerek mercimek corbasi istemedigimi izah ettim.  Elinde brokoli corbasiyla cikageldi.

Sonra da "neyi yanlis yaptim simdi?" dedi.

20 Eylül 2012

200912

Ishal olan sut bebesini kabiz yapmak icin, kabiz olan anaya kusburnu icirmeye calisan zihniyet,

Sut ve urunlerini tuketmesi yasak olan anaya zorla tereyagli pilav yedirmeye calisip, bu kadardan da birsey olmaz diyen zihniyet,

Bir saatin sonunda uyumus bebenin yaninda gurultu cikararak "e alissin!" diyen zihniyet,

Kafasini anasinin koltukaltina gomup uyuyan bebenin yuzunu bilhassa saklamaya calistiginizi sanan zihniyet,

Kanguruda uyudugu icin gozune gunes gelmesin diye sapkasini asagi indirdiginiz bebenin, yolda sizi durdurmak kaydiyla sapkasini duzeltmeye calisan ve bebeyi uyandiran zihniyet,

Ellerini yeni agzindan cikarmis bebenin ellerini kendi tukurukleriyle sivayip bebenin agzina geri vermeye calisan zihniyet,

Bir de benim nazarim degmez diyerek bir masallahi bebeye cok goren zihniyet,

Beni yorma ve pimini cekip kendini patlat bir zahmet!

30 Haziran 2012

300612

İnsanın, bir başkasının osurmasına, geğirmesine ve dahi s*çmasına kendininkinden daha çok sevindiği evreye annelik deniliyormuş. Bunu bizzat deneyimledim.

*ayşe bilgem bizim eve varınca, şeker söyle, kaymak söyle, bal söyle.*

28 Haziran 2012

280612

Fakülteyi geçtim, doktorayı bitireli bir buçuk sene oluyor. Peki bu saçma sapan rüyalar neyin nesi?

Zaten gece Ayşe Bilgecim sağolsun, her 1 saat 45 dakikada bir guguklu saat varmışçasına uyandırıldığım için, uykumun içine sıçılmış, artık gözlerimi bile açmadan bazı işlerimi halledebilir hale gelmişim. Sonra bir de tüm gece Öğrenci İşleri'nden Gülten Abla'nın peşinden koş, sınav sonuçları açıklanmış mı öğrenmeye çalış. Zaten Cerrahi'den kalmışım, eğer başka bir ders de eklenirse sene tekrarı yapacakmışım.

Neyse ki kalmamışım başka dersten. Burfff.

24 Nisan 2012

240412

Evimin en çok kullandigim yeri artik, resmen, tuvalet...

Bir insana gece 12:00'de, 01: 30'da, 04:15'te, 05:45'te çişe gitmek; bu kadar uykuya sabah 07:15'te kalkip işe gitmek yakisir mi?

Sen de yap, güzel oluyor!

27 Şubat 2012

270212














Savaşta yüklü ganimet elde etmiş asker, oyuncak dükkanına girmiş çocuk gibiyim.


Dünyanın en renkli paketi geldi. Kimden? Okuyabilen beri gelsin;














İpucu; kendisine de "Ankara, Konya, Varşova" yazan bir versiyon gerekiyor!

13 Şubat 2012

130212

Dün sabah, Whitney Houston'ın otel odasında ölü bulunduğunu söylediler.

Aklıma 92'de Kadıköy'de ablamla beraber Bodyguard filmine girmeye çalışıp yer bulamayışımız, sonra da "A Few Good Men"e gidişimiz geldi. Sinemada uyuduğum ilk film olarak tarihe geçti hatta. O dönemler Tom Cruise ile Kevin Costner'ı kıyaslıyorlardı. Hatta Burak Kut'la Tarkan'ı.

Seneler gerçekten hızlı geçiyor(muş).

24 Ocak 2012

240112

Geçenlerde bir tanıdıkla aldığı prenatal vitaminler üzerine konuşuyorduk. Konuşma özetle şu şekilde gerçekleşti;

Kiddo - Aldığın hapın rengi koyu sarı mı?
Tanıdık - Hayır, açık turuncu.

Biri bana aradaki farkı anlatsın. Ya ben yanlış hapı yutuyorum, ya da Mon Ami yanılıyor!