Pages

30 Nisan 2005

290405

tarihi atin bir köseye;

28 nisan 2005.

09:00 - cerrahî dersi iptal.
10:00 - periodontoloji dersi tam 12de bitti.
12:00 - 12:15'e kadar bir bisküvi paketi ve kapucinoyla muamele olduktan sonra, yoldan gecen bir iletisim ögrencisine bisküvilerin geri kalanini vererek 4ncü kata ciktim. ilk hastami aldim.
13:30 - diger hastam geldi.
15:00 - bu hastayi da azad ettim. klinik yoklamasina imzami atip, alt binada endodontiden kanal tedavisi ödevlerimin (dislerin...) röntgenlerini cektim. tekrar geri dönüp 5nci katta bu röntgenleri banyo ettim. asistandan onay almak icin asagi geri indim. asistan kartini unutmus. 5nci kata geri ciktim. islerin sadece yarisina onay verdi. geri kalanlar repete (tekrar)...
18:00 - eve geldim.
18:30 - ertesi gunku sinava calismaya basladim. arada yemek molasiyla birlikte 22:30da konularin yarisini bitirdim.
22:30 - repeteleri düzenlemeye basladim. (29 nisanin karasularini ihlale basladik.)
02:00 - repeteleri bir köseye biraktim. bir tost yedim. kahve ictim. sinav icin geri kalan yariyi calismaya basladim.
04:30 - yattim.
06:00 - kalktim. 1 saat sinav konularini tekrar ettim.
07:30 - evden ciktim. sinava girdim, sinavdan sonra yine bisküvi paketinin arta kalani hediye edilmis ve kapucino elimde olmak suretiyle röntgenleri cektim. banyo ettim. geri kalan onaylari aldim.
13:30 - günün ücüncü dersine girdim.
17:00 - eve geldim. sirilsiklam oldum.

bu gece dislerin kanallari dolduracagim ve yarin acik bir dishekimi bulup röntgenleri cekecegim. haftaya 4 sinavim, 1 cevirim, 1 ödev teslimim ve 2 klinik nöbetim var.
izninizle size sunu diyecegim;

dilbert

*tatlim, mayisin 1'ine kadar kola kotasi koyuyorum sana.*

26 Nisan 2005

250405

kasiyerlik ince is.
bugun ihlamurderedeki migrostan, elimde sisesi guzel gazli bir icecekle cikmayi hayal ederken, gercekten gaz"li" bir icecegi kastetmistim. barkotu okutulmak üzre önce sag, sonra sol, sonra kafa üstü (vertikal, horizontal, transseptal, sagittal...) poziyonlara sokulan ve en sonunda "0,65" yazisi ciktiginda "bunun icin deger miydi!" dememe sebebiyet veren, gazi kacmis bir icecegi degil... soguk oralet kivaminda portakal suyumsusu icmek de cok eglenceli degil.

sinavlarin, bana her devirde getirdigi yeni bir icecek oluyor muhakkak. gazi kacmis portakal esansli musluk suyu bunlardan biri degil elbette. olaya ilk el attigimda nescafe hos görünüyordu, sonra bilimum esansli caylar, reflü, enerji icecekleri, tasikardi, buzlu caylar, diürez... derken artik bazi seylere kota getirmeye karar verdim.
buyrun, iste burasindan yakilacak bir liste;
gece yarisinda yapilmamasi gerekenler;

- ders calisirken uyumak
- uyumamak icin dis fircalamak
- karninin aciktigini düsünmek
- gece gece kalbine inmek
- ayran icmek
- süt icmek
- inme gecirdikten sonra üstüne soguk su icmek...

simdi duyar gibiyim. bu sinav döneminde hangi icecegi kesfettigimi soruyorsunuz.

*buz gibi soguk su.*

25 Nisan 2005

240405

bugun sex and the city'nin eski bölümlerinden bir tanesi yayinlaniyordu. carrie ile mr.big'in ilk karsilasma anlari. tabii ki, olaylarin sonucunu bilen her turk veledi gibi, köseyi dönmeden evvel kurbana "dur, sakin dönme!" diyesim geldi. tuttum kendimi. elimde cay vardi zaten.

bazen böyle bile bile lades diyesi geliyor olabilir insanin. sabah uyandiginizda akliniza gelen ilk kisi, aslinda aklinizdan gecmesi gereken son kisi de olabilir. ama düsününce, eger gülümsüyorsaniz, kimin umrunda?

zaten carrie, mr. big'le sonunu önceden biliyor olsaydi da o köseyi dönerdi.

*ben de yatakta döndüm.*

update bilgi: belki de dönmezdi. kahretsin. neden tv'dekiler bizleri duyamiyor. hı? hı?!

24 Nisan 2005

230405

ahududu receli... ahududu receli...
ve nutella!


*bayramim kutlu olsun!*

16 Nisan 2005

150405

bana sorulan sorulara cevaben, teorikte yeni "anatomik olusumlar" meydana getirdigim bir sözlü sinavindan sonra bazi gözlemlerimi sizlerle paylasmak istedim;

numara sirasina göre sandalyelere oturmak fikrini cidden düsünmüstüm daha önce. pratikte de cok hos gözüküyormus. bu sayede insanlari "numaralarla" cagirabiliyorsunuz. ben de buna karsilik söyle diyorum; "1984, ayaga kalk!"

bir insana "neden senin ismin fatima" diye sormak, "neden erkek degilsin?" diye sormaktan farksizdir. "uyuyor musun?" diye sordugunuzda size ne cevap veriliyorsa, ben de onu vermek istiyorum; "susarsan uyuyacagim."

universal, evrensel demektir. (ve evet, fatima universal bir isim.)

klinik gözlemlerden bahseden bir ögrenciye "bana masal okuma" diyip, akabinde sıçanlarda yapılan radyasyon testlerini merak edip soruyorsaniz, size rorschach kisilik testinden baslayan bazi testlere tabi olmanizi salik verebilirim. bu durumda 5000 radlik radyasyon yemis fare gibi suratima bakmayin.

hasta basini saga sola oynatirsa röntgende ne gibi problemler cikacagi umrumda degil. eger hasta o cenelik ve burunluga ragmen basini saga sola cevirebiliyorsa, dudaklarimi kipkirmizi boyayip hastanin alnindan öpecegim ve eger bu izin silinmesini istiyorsa, alnini o lanet olasi cihaza yaslamasi gerektigini soyleyecegim. istemiyorsa, telefon numarami verebilirim. ve ilk bulusmada pavlov'un köpeklerinin hatta dingo'nun eseklerinin bile 2 seansta ögrenebilecegi, "kafani oynatma!" direktifini anlamayan biriyle cikamayacagimi söyleyebilirim. bu biraz zahmetli olur. selobantlar ne ise yariyor?

eger hocanin biri masanin üstüne kalemini firlatip "pes, bu kadarini görmedim!" diyorsa "ohooo bende daha ne isler var." diyebilirsiniz.

bizim memlekette söyle bir söz vardir;
"ilim cehli alir, eseklik bâki kalir".
ve sunu soylemeyi borc biliyorum;
- hocam... hocam... sizin kulaklariniz neden bu kadar uzun??

05 Nisan 2005

040405

eger (hey) kucuk kiz, onu rober street*te arabanizla dolastirma vaadenize uymak istemiyorsa, akliniza kirmizi baslikli kizi getirin.

midenizi acip ona büyük annesini emanet etmeden önce, mide enzimlerinizin büyükanneyi parcalamis olabilecegi ihtimalini göz önüne alin. etobur bir tilkinin mide enzimlerinden korkulur. büyükanne orada kaldigi 2 saat icerisinde kismen parcalanmis ve muhtemelen derisi kalkmis halde, bir ihtimal kurtarilabilir. bu süre uzadiysa, tilkiyi öldürmeye bile degmez. büyükanne ölmüstür ya da asit yaniklari, zaten yavaslamis olan metabolizmasinda, kesinlikle iz birakacaktir.

bazi seyler böyledir.

yanmis bir tavayla bastan yemek yapmaya kalkmak aptalliktir.

* Hey little girl wanna go for a ride ?
There’s room and my wagon is parked right outside
We can cruise down rober street all night long
But I think I’ll just rape you and kill you instead *