Pages

03 Mart 2010

030310


Pazar günlerini de okulda geçirmeye başladığımdan beri hafta içi ve hafta sonu kavramlarım birbirine girmeye başladı. Tabii ki uyku düzenim de. Haftaiçleri az (altı-yedi saat) haftasonları idare eder miktarda (on-ondört saat arası) uyumaya alışmış bir bünye için cumartesi sabahı profesörden telefonla uyandırılmak yeni bir konsept. Hayır bir de adam telefondan skype aracılığıyla videolu felan arıyor. Yani "yok yeni uyanmadım hazırdım şimdi çıkıyordum"ları da yemiyorlar.

Pazartesi bünye iflas edince normal mesai bitiminde izin isteyerek eve geldim. Beş buçukta evdeydim. Biraz skype ladıktan sonra sekizde yatma fikriyle sevinmiş bünyeyi duşa sokan ben, bir anda duşun hareket ettiğini farkettim. Chile'den sonra burada da mı deprem oluyor lan diye, kafamda köpüklerimle kendimi dışarı atınca farkettim ki aramda sadece bir duvar olan ortak kullanım alanındaki müzik setinin sesini sonuna kadar açmışlar.

Dedim önce şu levent kırca parodisi halimden kurtulayım gidip şu veletlere bir izahatte daha bulunayım.

Beş dakika sonra ki tam da kapıya davranmıştım, daireden içeriye yaklaşık yirmi kadar insanın geldiğini farkettim.

Onbeş dakika sonra yan duvarımda bir parti süregeliyordu. Otuz dakika sonra da...

Bir saat sonra da...

...

Dört saat sonra da...

Kapıma dayanmış muhabbet ediyorlardı. Müziğin sesinden birbirlerini duyamadıkları için bağırıyorlardı. Bağırdıkları için müziğin sesini duyamayıp onu da açıyorlardı.
Ertesi günün sınırlarına girdiğimizde "mamama ma pokı feysss" diyerek lady gagaya eşlik eden otuza yakın sarhoş ingiliz toplu halde binayı terketti.

Tamam fatima. Sabaha kadar hala yedi saat var. Bardağın dolu tarafı... Dolu dolu..

03:00 - Kapıların çarpılma sesiyle uyandım. Mutfakta şişelerin devrilmesi ve ingiliz aksanıyla o uykulu halimle anlayamayacağım birkaç konuşma ve gülüşme. Kahkahalar... Dört saatin var. Uyu.

05:00 - Daire kapısının yumruklanması sesiyle uyandım. Biri kapıyı yumruklayıp zile basıyor arka arkaya... Defalarca "Al... Open the door... Forgot my keys..." diye bağırıyor. Türkçe meali "O kadar sarhoşum ki cebimdeki anahtarı bulamıyorum". Aklımdan sadece şu geçiyor:

"beter ol .rospu"

07:00 - Alarm çalmaya başladı. Yarım saat aralıksız çaldı. Ben uyuyamıyorsam siz de uyuyamayacaksınız.

Kendime kahve hazırlamak için mutfağa girdiğimde işte vaziyet bu haldeydi. Bu arada deneysel takılmış bu insan parçaları. Ağız gargarasıyla alkol karıştıranı duymamıştım. (Aklıma NaOCl ile CHX karması geldi. Midenizde agregat oluşturur umarım dedim.) Bir de mutfak tezgahında ütü ne arıyor? Pazar günü bulmacası vaziyetinde terk ettim ortamı.

Eve geldiğimde mutfakta kocaman bir plazma tv vardı.

Part one.

It's not over till I say it's over.

2 Yorum:

Unknown dedi ki...

puhaha.. supper yazmıssın
Wellcome to UK :)

murçe dedi ki...

fatima senin icin bir kizlar icin iki endiseleniyorum...

:)

bir ihtimal daha var
o da party girl olmak mi dersin :)

Yorum Gönder