Evet ne diyordum..
Duvardaki "Barclays" yazısını incelerken müzede çalışan çocuğun biri geldi... Çocuğa geçmeden bu Swansea'de çok ilginç şeyler oldu. Mesela ilkokul, ortaokul ve lisede öğrendiğim bilgiler boşa gitmesin diyip elimde haritayla bulunduğum yerin izohipsini çıkarmaya çalışırken, İngiliz bir kızcağız yanıma gelip yardıma ihtiyacım olup olmadığını sordu..! Sonra bana teker teker yerleri tarif etmeye başladı. Ve bana vaktim olursa Mumbles'a gitmem gerektiğini, çok şirin bir balıkçı kasabası olduğunu söyledi.
Tabi benim yön bulma duygum aynen biri bana yön anlatırken onu anlayabilme kapasitem kadar gelişmiş olduğu için aklımda kalan tek şey "mumbles" oldu. Onu da "mumps" (kabakulak) olarak hatırladım sonraki bir hadisede.
Dediğim gibi hava donduran moddaydı. Zaten Mumbles da sahilden yürürsem 5 mil felan sürüyormuş. Sahilde yürümek de mümkün değildi rüzgar ve yağmurdan. O yüzden esgeçtim. Tabi kızın söylediğinden aklımda kalan tek şeyi de unutunca information center aramaya başladım. Information center'i ararken de müzeleri teker teker buldum.
İşte Waterfront Museum'in büyüsü içinde gezinip kim bunu sponsor ediyor diye kendi kendime sorarken müzede çalışan çocuğun teki yanıma geldi "müzeyi beğendin mi?" dedi. Beğendiğimi söyleyerek konuyu sponsora getirdim. Meğer devlet karşılıyormuş. Dedim "devlet çok zenginmiş." Adamın damarına basmışım sanırım.
Başladı, "Aslında efendim biz daha zengin olurduk. Şu İngilizlerden bir kurtulsaydık. Galler kendi kendine daha da kalkınır ama İngiltere bizi hep aşağıya çekiyor. Özellikle finansal açıdan". Ha dedim sen de ayrılıkçılardansın. "Tabi" dedi. "Neden olmayayım!"
Sonra müzeyi gezerken, dedim ya otun bokun şeyini koymuşlar diye. Bir dolu forma, gazete küpürü ve fotoğraf vardı, Rugby'de Galler'e ait. (Aslında bir yandan da düşündüm. Bizim memlekette Hakan'ın, Rüştü'nün formasını görmeye, şampiyonluk fotoğraflarını incelemeye akın akın insan gelirdi diye...) Neyse. Gazete küpürlerinde "İskoçya veya İrlanda'ya yenilmek bir sorun ancak İngiltere'ye yenilmek bir gurur meselesi!" şeklinde yazılar vardı. İngiltere ile Galler arasında olan Rugby maçları bu yüzden acayip çekişmeli geçiyor.
Bu arada Galler'de bizim bildiğimiz anlamıyla futbol pek önemsenmiyor. Her parkta Rugby kaleleri var. Hatta geçenlerde Proflardan biri bana Rugby ile ilgilenip ilgilenmediğimi sordu. Yok, dedim. Sadece futbol. Cevabı şu oldu;
Naah. Football is for pussies.
KATIKLI DOLMA (Bitlis mutfağı)
1 yıl önce