Geçenlerde biri kaldığım dairenin kapısını inatla çaldı. Normalde açmam, gelen bana değil çünkü. Evet durum o kadar vahim. Neyse, sadece gelen vatandaş utansın çaldığına diye, gittim kapıyı açtım. Dairedeki diğer veletler o sırada yoklar.
Kapıda kocaman, ama gerçekten kocaman bir ingiliz hatun. Ayağında yan basmaktan yamulmuş ugg'lar, dikişleri patlamak üzere olan bir tayt ve elbette kocaman bir göğüs dekoltesiyle. Kız "yanlış mı geldim ne?" ifadesini silkinip attıktan sonra jordan'ı sormaya başladı. Dedim yok cordın mordın, görmüyor musun. O gelirse ona şu dediğimi iletir misin diye tam ağzını açıyordu ki dedim iletemem. Al sana kalem kağıt ne ileteceksen yaz kapısına yapıştır.
Kıza bir dokun bin ah işit. Hoş ben dokunmaya bile korkarım o cüssede birine ama... Meğer benim partici velet cordın bu kızla beraber sunum hazırlayacakmış. Yarın son günmüş ama cordın -ne tuhaftır ki!?- hiçbirşey yapmayıp, herşeyi kızın üstüne atmış.
Neyse. Dedim Allah kolaylık versin. Tabi böyle bir deyiş yok... Burada heryer not kaynıyor. Herkes not bırakmayı çok seviyor. Hele laboratuvarda notlar çarpışması yaşanıyor. Neredeyse yanlarındakiyle notlar aracılığıyla konuşacaklar. Ama şu yukarıdaki not beni benden aldı.
"Please don't leave items here *but money*"
Bu arada bu seneki blog ödüllerinde oyunu kullandın mı? Hala kullanmadıysan BÖ'nün sayfasından "gezi blogları" başlığı altında kidinmind'a oyunu verebilirsin.
"Please don't leave items here *but money*"
Bu arada bu seneki blog ödüllerinde oyunu kullandın mı? Hala kullanmadıysan BÖ'nün sayfasından "gezi blogları" başlığı altında kidinmind'a oyunu verebilirsin.
2 Yorum:
orasi neresi?
Tissue Engineering Departmanı...
Herkes nerd. Görmen lazım. Ve hepsi başka ülkeden. Hiç ingiliz yok. The IT Crwod'dan bir sahne gibi :)
Yorum Gönder