Dün, fakültede rüştünü yeni ispat etmiş/henüz edememiş birinci sınıf öğrencilerine önlük giydirdim. Son iki senedir, üstüme bir cüppe, elime bir önlük verip açılış törenine salıyorlar sağolsunlar. Bayık ve beylik açılış konuşmalarını takiben gidip giydiriyoruz öğrencileri. Hayalim aslında birinci sınıf öğrencilerinin dehşetle açılmış gözleri ve velilerinin kapatamadıkları ağızlarına nazır, aslında okulda onları nelerin beklediğine dair şöyle gerçekçi bir konuşma yapmak. Kimse onlara sabunla kadın çorabı arasındaki korelasyonu anlatmıyor.
Geçenlerde, dişhekimliğini kazanmış bir çocuğu, benim de dişhekimi olmamadan sebep, yanıma yolladılar, "ablası, bir dişçiliği anlat."
Çocuğa verdim randevu, 15 dakika geç kaldı. Sonra odamın kapısını çalmadan girdi, "fatima b. misiniz?" dedi, kafa salladım, girdi çat diye oturdu karşımdaki koltuğa.
Dedim ki "çocuk" (böyle demedim, ama az abartı payı olsun). Dişhekimliğinde bir numaralı kural hiyerarşidir. Öncelikle geç kaldın. Sonra kapımı çalmadan girdin, sonra da izin verilmeden oturdun. Kapıyı çalınca da "fatima b mi?" değil "fatima hocayla mı görüşüyorum?" demen gerekiyor. Çocuk mosmor bir yüz ve düşmüş bir suratla kalakaldı. İşte dişhekimliği gerçeği bu dedim. Madem kazanmışsın, artık alışsan iyi olur.
*restless soul, enjoy your youth!
0 Yorum:
Yorum Gönder