Her haftasonuna bir aktivite sloganıyla yola çıkmıştım, hatırladınız mı? Bu haftasonu da Sherwood ormanlarındaydım. Evet evet doğru hatırlıyorsunuz; Robin Hood'un zengin aristokratların yollarını kestiği yer...
Cardiff'e 20'lik çılgın kızların Vauxhall arabalarıyla (Wolksvagen'ın İngiltere'deki arabaları Vauxhall köyünde yapıldığı için isimleri ve logoları Avrupadakilerden farklı; Vauxhall Corsa... gibi) saatte 90 mil hız yapmak suretiyle 5 saatte İngiltere'nin kuzeyinde bulunan Nottinghamshire'a varabiliyorsunuz. Benim gittiğim haftasonu aynı zamanda Silverstone GP'si vardı. Dolayısıyla trafikte yer yer aksamalar oluyordu.
Neyse, uyku tulumum, yedek kıyafetlerim ve ben öğle yemeğinde mekana vardık. Etkinlik
Mavi Marmara gemisinden de duymuş olabileceğiniz
Islamic Relief'e aitti. Kendileri de sağolsunlar, bizlere müthiş bir İngiliz öğle yemeği hazırlamışlardı. Hemen aşağıda;
İşte İngilizler yemekten bu kadar anlıyorlar: Haşlama patates, ton balığı ve elbette şekerli kurufasülye! Yemekten sonra gruplara ayrılıp bir etkinlikten ötekine uçmaya başladık.
İlkin sekiz adet kütüğü dikdörtgen bir kalıba yerleştirmeye çalıştık. Çalıştık....
Olmadı... Tekrar çalıştık...
Yarım saat sonra bu haldeydik... Tiim vörk yeeeaağğ...
Daha sonra hullahoopların içinden geçmek, koyunla kurtu aynı sandala bindirmeden karşıya geçirmek gibi yaratıcı oyunların sonunda crate-building ismnden de anlaşılabileceği üzere üstüste kasaları dikmek suretiylen bir kişiyi tepeye çıkardık. Ufak-tefeğim diye beni çıkarttılar. Bir önceki takım 16 kasayı üstüste dizebilmişti... 18nci kasadan sonra ben havada sallanıyordum. Evvelindeki yusuf yusuf seslerinden bahsetmiyorum...
Bir sonraki etaba doğru yol alırken millet, ben Brian'a "indir beni burdaaan" diye bağırmaklan meşguldüm. Tiim vörk!?
*Van!*