Pages

31 Aralık 2004

301204

Saat: 11:15
Yer: Molar anfisi cikisi
Vaziyet I: Tuvalete yetismek icin kosma pozisyonu
Vaziyet II: Asistandan cagri.

asistan - şahıs!
sahis - efendim?
asistan - bir daha derste sakiz cigneme.
sahis - ciddi misiniz?
asistan - bir asistan dalga gecmez.
sahis (agiz acik pozda) - ...

28 Aralık 2004

281204

sinavlar birer birer ilerlerken, kar uzerinde yuzucu paletleriyle yurumeye calisan bir adamdan farksizim. yuzey alani arttigi icin her ne kadar batma problemim olmasa da, kabul etmek gerek paletler fazlaca üsütüyor. hani olur da dunyanin "tsunami" haberleriyle calkalandigi su gunlerde, kuresel isinmanin da etkileriyle birlikte olasi bir dalga da kiyiya vurup usumeden yasamayi planliyorum. kisacasi paletler benimdir benim kalacak.

26 Aralık 2004

251204

dun, her uyumadigim her saat icin gozlerimin etrafinda mor renk skalasinda tonaj farki yapan 24 halka ile dolasip, bir de sinavdan sonra ders dinleyip, alisveris*e gidip, yemek yiyip, sinemaya girdigimi (sarah michelle gellar aski dahi o filmi guzel kilamadi, hatta bir ara kalabalik eden goz cevresi halkalarim sikistirma yapti ve az daha uyuyakaliyordum. senseiyi dinlemeliydin cekirge.) sonra da eve gelip sizdigimi soylersem sasirmazsiniz sanirim.

karin agrisiyla uyandim ve nedense tedavi sinavinda cikan sorulari kontrol edesim geldi. bu islem; karnima giren agrilarin siddetini arttirmaktan baska pek birsey yapmadi. agri kesici alip tekrar yattim.

simdi kafami kurcalayan bir hadise var. oyle bir kiz dusunun ki hergun okula gidiyor ve dersleri 8'de basliyor. ancak evi o kadar uzak ki 6:30'da evden cikmak zorunda. 5:45 gibi uyaniyor. sinav donemlerinde uyku da uyuyamiyor hatta.
derken kizin okudugu bolumden bir ust donemden bir arkadasi "yanim bosaldi, ev arkadasi ariyorum." diyor. ev okula 5 dklik mesafede, nisantasinda, 4ncu katta, 2+1, isinma problemi yok ve kisiye dusen pay, elektrik-su vs de dahil 300 milyon. tek sorun, ertesi sene de kalinacagi icin yazin da bu meblagin odenmeye devam etmesi gerekliligi. aileye kulfet kisacasi.
aile ise "sen bilirsin, yolu ceken de sensin ama buradaki rahati hicbir yerde bulamazsin" diyor. evet bulamam. aman "bulamaz" diyecektim :P
simdi siz olsaniz ne yaparsiniz? haftalik 18 saate yakin zaman kaybini ve yorgunlugu dusunup, tasinir misiniz? yoksa aileme cok buyuk kulfet olacagim, hem pc'm de dsl'im de evde diyip, evde kalmaya devam mi edersiniz?


* alisveriste aradigimi bulamadim. lutfen elinde 2nci el caranza'si olan varsa 80$a kadar fiyat bicebilirsiniz, verecegim. bana acilen gerekiyor o kitap. kahrolsun nobel kitap evi! her ay sobotta bas, getir; e caranza nerede??? nerede periodontoloji kitaplari? nerede bu kitapevleri? nerede bu millet? nerede bu devlet?

22 Aralık 2004

211204

*en uzun gece*

sabah olmadan yola koyulmus olacagim.

siz bu satirlari okurken ben cook uzaklara felan degil, sadece okula gitmis olacagim. tum gun "yan gel osman" modunda pc'min so-called problemleriyle cebellestikten sonra "aaa ders calisacaktim ben" dedigimde saat 10:00 pm olmustu bile.
ama gune guzel basladik.

hatta mvö'ye referans yapalım; güne kahveyle basladim.
güne aslina selcüt'le basladim. evet gayet sevimli kardesim, bogazinda agrisi, onunde krepleri ile, strasbourgh turu attirdi bana. o kadar "bavuluna gireyim, bak sigarim, minnacigim ben" desem de ı-ıh ikna edemedim. bu arada kendisinin calar saat ve ajanda olma yetisi de varmis. abicigime opucukler ;)

19 Aralık 2004

191204

bugun aklima guzel seyler gelmisti, yazmak icin. sonra unuttum.

sonra yine aklima geldiler.

blogumun formatinda yapilacak bir degisiklikti sanirim bahsedecegim. evet evet 2005 yilinin ilk ayi itibariyle goreceksiniz. her yeni sezonda "en bomba filmler bizde" diyen kanal reklamlari gibi oldu ama. hayir bombalik birsey yok. sadece that's the (r)evolution baby!

bundan evvel sadece dialoglar, yer yer de suslu yazilar olsun istiyordum. formatin bu olmasindan yanaydim. ama gecenlerde, eskileri okurken bir esneme aldi gitti beni. sandim mandibulam yerinden cikacak, kondiler baglantilar ise yaramayacak ve bir yigin medikal zamazingo.

bu arada yarin sinavim var ve calismam gerekiyor. bebegi dogurduk ve artik postnatal yasamda cenesini ve diger dokularini gelistiriyoruz ama hala mini minnacik. :)

*ben cocuklari sevmiyorum. hıh.*

181204

ayin 16'sindaki oncesi-sirasi-sonrasinda dahi renkli (?!) olmayi becerebilmis konserden sonraki gunu kendime tatil ilan ederek okula gitmedim. 12de zar-zor, o da telefonun sesiyle, uyandim. alisverise gitmek uzre giyinirken, evi bir anda misafirler basti. ve yanlarinda 7-8 tane her yastan (kulliyyen erkek) otistik cocuk. bizim ufakligin dogumgununu kutlamaya gelmisler. cocuklarin aclik hisleri olmadigi icin, annem az kalorili, bol saglikli, doyurucu, genelde salata gorunumlu bir sofra hazirlamis, bir parca kasiklayarak evden ciktim.

alisveris kismini geciyorum. bebege, bordo renkli miniminnacik polar eldivenler alarak geri dondum. totalde yaptigim tum alisveris bu idi. sonra eve dondum. sonra pc'nin karsisinda sizip, oradan yatagima gectim. gece 3 gibi uyanip dislerimi fircaladim, tekrar yattim. yatagim hala sicakti.

cumartesi kalkisim daha da zordu. gitgide saniyorum narkoleptik davranislar gosteriyorum. gozlerimin altinda daimi mor makyajim ile ben aslinda cok mutluyuz da, su "zrrr zrrrrr" ederek ve her defasinda volumu artarak bagiran saat olmasa. sonra ogrencim geldi, ogrencim gitti, buralar hayal gibi. eve girenler-cikanlar vesaire. 3ncu fincan cayim, 1 kapucino ve 1 nescafem, sonra da 2 bardak kolam ustune ayilma cabalarim saat 22:00 sularinda ise yaradi. bunyedeki kafein kendini "speed speed!" diye disari atmak istese, ve kahvenin diuretik etkisi sonucu tuvalete gitme istegim artmis olsa da, kâh masamda sallanarak, kâh tuvalette okuyarak, ortodontinin ilk bolumunu bitirdim. artik prenatal yasami tamamlanmis bir bebegim var. yarin bu bebegin cene kemigi taslaklarini da olusturmayi hedefliyorum.

bir baska hedefim ise, ah evet 12den evvel kalkabilmek belki? bir de ders aralarindaki atistirma miktarimi azaltmam gerekebilir. gobegin icinde apoziyon olmakta (hayir disinda rezorpsiyon da yok ki kompanse edebilsin!) kafein konusuna hic girmiyorum. bol taurinli, bol kafeinli enerji icecekleri, lutfen hedefimden cekilin. odanin ortasinda parande atarak tedavi calismak istemiyorum, amuda kalkarak patoloji, zıplayarak farmakoloji vs. bunlarinda pozisyona gore, kendi konseptinde incelenmesi mumkun olabilir mi ki? "ayurveda, yoga, uzak dogu felsefeleri esliginde ogretiler... bugunku konumuz kendi ic sesimize donerek protez vuruklarini incelemek... sonrasinda anne karnindaki yasamimiza gecis yapacagiz, bakalim dudak-damak yarigi hangi haftada olusuyormus..."

evet uykum var.

ama daha kotusu, alt buyuk azilarimda kunt bir agri mevcut. hincimi dis ipimden cikarmamaliydim saniyorum. bunu bir koseye not etmeli. hincimi dis ipinden cikarmamaliyim. hincimi dis ipinden cikarmamaliyim. hincimi dis ipinden cikarmamaliyim. hincimi dis ipinden cikarmamaliyim. hincimi dis ipinden cikarmamaliyim. (...)

17 Aralık 2004

171204

- anlamiyor musun jojo? seni birakmak istemedigimden bu kadar benimle gelmen icin israr ediyorum.
- sen anlamiyor musun? beni birakmak istemedigini bildigimden bu kadar eve gitmek icin israr ediyorum.

(bu durumda arka fona mavi sakal'dan iki yolu koymali ve "neden soruyorsun, nereye gidiyorum" demeli, isiklar kararmali ve jojo ile birlikte jonumuz sahneden inmeliydi.)

13 Aralık 2004

121204

cok tatlisin. :)

10 Aralık 2004

101204

Maynard James Keenan, front man and vocalist for Virgin Records' critically-acclaimed recording group A Perfect Circle, has been voted Best Male Artist in Modern Rock in FMQB's prestigious 2004 Leaders Poll. In a field packed with a host of stellar candidates including Green Day's Billie Joe Armstrong and Velvet Revolver's Scott Weiland. Keenan's passion and artistry vaulted him to the top of the online poll, which was tabulated from votes by Modern Rock radio programmers, label executives, and music industry professionals all across the country. This illustrious accolade marks the second year in a row that Keenan has been honored by the FMQB Leader Poll in 2003, the APC vocalist was named Best Rock Artist.

09 Aralık 2004

091204

Sabah 10:00
Araligin 9'u.
Molar Anfisi.

Rorschach Testi gibi bir sekil geldi onume.
- Ekrana bakiyoruz.
Murekkep sacilmis bir kagit parcasi?
- Bu rontgende ne goruyoruz?
Murekkep?
- Taskin yapilmis dolgu.
Katil?
- Iatrojenik*.

* iatrojenik: hekime bagli hata.

081204

Ogleden sonra 3:00
Kliniklerin kapanmasina yakin
Ayin 8'i
Aralik ayi
2004
Oral diagnoz klinigi

- Yine mi sen?
- Agzimda aft** cikti.
- Depresyon?

*sigh*

*for david de la torre; happy birthday my dear.*

**aft: depresyon, stres, yabanci cisim iritasyonu ve benzeri sebeplerle keratinize olmamis mukozada olusan ulseratif yaralar.

08 Aralık 2004

071204

Try to keep it cool little girl.

(Mavi sakalima öpücükler...)

05 Aralık 2004

051204


yazin ortasinda birgun bebekte kahvalti eden uc arkadas, havanin
sicakligini bahane ederek ayaklari denize uzanmis bir sekilde otururken buldular kendilerini. arkadan, aksanindan turk olmadigi asikar olan bir adam seslendi "fotografinizi cekebilir miyim?"."elbette, ama bize de yollayin" denilerek mail adresi tutusturuldu bir adet, bu zatin eline. "memnuniyetle." dedi adam.

gel zaman git zaman, aradan 3 ayi askin sure gecti. inboxta bir mail; "belgian television". viruslu olmadigi detekte edilince bir baktim ki fotograf orada. yaninda da bir adet mail; "17 aralik muzakeresi yaklasirken turkiye konulu bir belgesel hazirliyorum ulusal kanal icin. acaba belgeselimde neo-muslumanlar olarak yer alir misiniz? hem batiya
acik hem musluman imaji cizmek adina".

resimde 3 kisiydik ama 1 fire ile gittik. arkamiza ortakoy camiini, bogazi ve denizi, bir parca da evimi vererek oturttular beni. yanimda arkadasim.

usamah'den girdik, bush'dan ciktik, vian'dan girdik, universitelerdeki sorunlardan ciktik, headscarf fashion'dan girdik, iran'dan ciktik. kayit 20 dk surdu. sonra etrafta dogal fotograf cekilecek geyigine, incik boncuk bakiyoruz numarasi yaptik. christmas icin evine onecek olan kameramanin 10 yasinda oldugunu soyledigi sarisin mavis kizina kolye hediye ettik bu arada.
adam cok sasirdi. cay ismarlamak istedi. oturduk. oturus o oturus. 4 kisilik crew 2 ye bolundu. turk basina 2 belcikali dusmekte. muhabir ise turkiyeye geldiginden beri sigaraya baslamis. dalga gectiler onunla "you're smokin like a turk" diye. fransiz mottosuymus. selcüte sormali.

sonra 2 kameraman kalkti, ortakoy manzarasi cekmeye. "muhabir olanla muhabbet koyulasti. sordu "erkek arkadasin var mi?" diye. bu konuda sansli degilim dedim. adam durdu once, sonra da "dogrusu sasirmadim. burada 2 senedir ikamet ediyorum ve farkettigim sey su ki, turk erkekleri guclu kisilikleri olan kadinlardan korkuyorlar. bence bir yabanciyla cok daha rahat edersin."
tam o sirada nazar boncugu satan bir kadin geldi. muhabir bir nazar boncugu hediye etti bana. "manasini biliyor musunuz bu boncugun?" dedim. "bildigim icin sana verdim" dedi. garip. herkes bunlardan hediye ediyor bu aralar bana. birseye isaret mi?

gunun lafi; biz boncuk bakiyor numarasi yaparken bir yandan yemek yiyip bir yandan fiyatlari soyleyen kadindan geldi; "bunlar simdi cekim mi yapiyolar. ay kahretsin ya..."

25 Kasım 2004

241104

Oglen 12 civari
Ayin 24'u
Kasim ayi
Yil 2004
Oral diagnoz klinigi.

- Hepatit asisi icin yine buraya gonderdiler.
- Burnundaki hizmani cikarirsan yaparim.
- ?
- Dalga geciyorum tabi ki. Sterilizasyon odasinda bekle.

*time passes by*

- Ben sana otur dedim mi, sadece bekle dedim.

*sigh*

20 Kasım 2004

191104

Sabah 10:00 gibi birsey
Ayin 19'u
Kasim ayi
2004 yilinin sonlarina yaklasirken
Oral diagnoz klinigi

- Hepatit asisi yaptirmaya gelmistim. 3ncu siniflardan.
- Bir...
- Bir degil uc.
- Bir... Boynuna atki dolayacagina, uzerine onluk giy oyle gel bana soru sor.
- Oldu, tesekkur ederim.

02 Ekim 2004

011004

ilk not: konser için 21:30 deniliyordu ve tam 21:32de sahne aldılar bu adamlar. direkt takdir edilesi. geldiklerinde daha dışarıdakiler anca içeri giriyorlardı. millet holde gene alkol tüketmekle uğraşıyordu. sanırım kimlik kontrolü de hakgetire. yaş ortalaması 15 iken, buna alkol tüketen bünyeler sayesinde kusmuk üstünde buz pateni yaptık, teşekkürler.

ikincisi;
shroud of false ve akabinde fragile dreams'le giriş yaptılar ki çok yerindeydi. yerinde olmayan tek şey, bir anafor edasıyla herkesi içine içine çeken, uzak durmak için bolca çaba sarfedilen "pogo" olayıydı. birilerinin kolunu dürtüp "evladım, parçada diyor ki, benim kırılgan hayallerim senin yüzünden kırılacaktır" demek vardı amma velakin, 158lik boyun da götürüsüyle, burna bir darbe alıp "benim kırılgan burnum senin yüzünden kırıldı hayvanoolu hayvan" demek de vardı. yemedi. uzak durduk. hiçbirşey göremedik. millet anlatıyor "off vincent böyleydi, ah danny söyleydi. öldüm bittim" felan diye, ama bendeniz hiçbir şey göremeyip sadece arada ingiliz aksanının ayyuka çıkmış hali ile "ekipmanlarımız dökülüyor ey izleyiciler" diyen, sonra bir de regret'i lost control'ü çalmayıp "ehueh, bugün dinleyemediyseniz favorilerinizi yarın gelin" diyerek, içimde ayar verme isteğini ayyuka çıkaran bir ses duymakta idim. 2 ekim'in playlistinin daha farklı olacağını düşündürdüler. göreceğiz. (hoş, bugün 21 şarkı çaldılar. eğer playlistte büyük değişiklikler olursa, veya hasbelkader playlist tamamiyle farklı olursa 2 ekim izleyicileri üzülecektir tahminimce. zira;

shroud of false -> daha ilk rifflerle millet moda girdi. mod=eleman hatuna sarılır, eleman aşağı doğru eğilir, eleman hatunu öpmeye başlar. bu şekilde, önümde dikilen, uzun boylu neslin aslında uzun olmadığını düşünmeme sebep olmuştur.

fragile dreams -> şarkının hızlanmasıyla, kafalar teker teker kalkınca "lem noluyoz" dedim ve görüş açım 10 santime indi. o da hiç kımıldamadan dikilen ve dönüp, yanımdaki arkadaştan ateş isteyen bir herifin omzu oldu. arada bir depar atıp önüne geçmeye çalıştıysam da bir kol darbesiyle geri döndürüldüm. tüm konseri bu omuzla birlikte izledim.

balance -> a fine day to exite geçişle birlikte ortam dinginleşti.

closer -> nirvanaya ulaşmaya az kaldı. pressure release forgotten hopes -> sürpriz gibin olacaktı bu şarkı. çalınmasını beklemiyorduk. ama iki yanımda şuursuzca headbang yapan (hadi cıngcıngcıng şarkılarda anlarım headbang yapmayı da, son 2 albüm parçalarında headbang yapan zihniyete anlam veremiyorum pek tabii.) eskişehir konserine de gitmiş olan bir eleman, sağolsun şarkıları birbir önceden söyledi. "şimdi şu gelcek şimdi bu." diye. biz de uyduk ona süprizimiz kursağımızda kaldı.
sunset of age inner silence
a natural disaster
empty -> yarıda kestiler şarkıyı. halbuki hep içimde kalmıştı "'cause i'm so empty!!" diye haykırmak.
flying
one last goodbye -> bu şarkıdan sonraydı yanılmıyorsam, vincent tutturdu ille "put the lights on please!" diye. bizi göremiyormuş da sahneden. görmek istemiş. tabii, dalış vaziyetinde öpüşme eylemini sürdüren çiftlerimiz "huleyn basıldık işvecan toplan!" edasıyla bir sıçradılar ki izlemesi pek zevkliydi.
judgement
temporary peace
panic
ve bis'ten sonra da;
angelica (!) -> bis boyunca insanlar "angelica!" diye yırtınıyorlardı zaten. çıkıp söyleyince tam oldu. ilk notalarla birlikte millet kendinden geçti.

sleepless -> bu şarkı ve a dying wish'i vincent abimiz dümdüz clean vokalle söyledi.

a dying wish -> biz böğürdük, kendisi bırakıp gitti. sanıyoruz içeri gidip 1 acılı adana 1 de ayran söyledi, oturdu yedi. o kadar uzun süre devam etti enstrumental kısım. ben diyeyim 5 dk, siz diyin 10 dk.

comfortably numb -> bu şarkıdan sonra millet iyice gaza geldi. ama hayret edilesi bir biçimde crew'ümüz, gelip tüm ekipmanları söktüler. hani ne bileyim, "anathema anathema" diye o kadar boğaz yırttık. bunun hatrına gelip 2 kelime lost control söylenir öyle gidilirdi değil mi? bir de konser boyunca öpüşme rekorunu kırmaya çalıştığını düşündüğümüz bir çift vardı ki sonradan ortadan kayboldular. ama hiç abartısız ilk 5 şarkı boyunca sadece öpüşüyorlardı. e güzelim canım ciğerim, ne işin var konserde. git anathemayı koy müzik setine, evinde rahat rahat yap ne yapacaksan. di mi ama? ayrıca vincent'ın gömleği kokuyor mu? danny nasıl saçlarına kıymış? hava nasıl oralarda üşüyor musun? kar yağıyor saçlarıma bilmiyorsun... ve benzeri sorularınıza yanıt için 2 ekim'in uygun olacağının sinyallerini veren konserdir.