Lakin bu postun konusu tramvayda geçiyor. Hatta spesifik olmak gerekirse Gülhane-Sultanahmet durakları arasında.
İstanbul'u lodosun vurduğu sıcak bir kış günüydü. (Güzel giriş)
Bu sırada teyzelerden biri iki koltuk öteden bıdı bıdı ediyor ;
- Bir almadı çocuğu kucağına. Ağlamaktan perişan oldu çocuk. Alsa ölür mü sanki? Birşeyi eksilecek!
Teyzenin yanındaki abla dayanamadı;
- Bir alsanız çocuğu kucağınıza, belki sakinleşir? dedi.
- Almayacağım, derken bir de baktım ki puset sağa sola sallanıyor. Noluyo lan? diye kafamı çevirdim baktım ki, yanımdaki koltukta oturan teyze dayanamayıp çocuğu sallamaya başlamış bile.
Kıssadan hisse;
- Çocuk dediğin ağlamaz.
- Bu teyzeler ağlamadan çocuk büyütmüşler.
- Yardıma muhtaç çocuk sensörleri sadece yardıma muhtaç çocuklaarı görünce çalışmıyor sanırım (bkz mendilci, tinerci çocuklar)