Pages

19 Şubat 2007

190207

Afisinden bahsettigim cesur balik filmini bir de bikac duzine cocukla izleyeyim bakalim ne oluyor diye merak ettim. Hani zaten ben cocuk dis sagligi stajinda degilim, yeterince vizildayan velet gormedim gun icinde. Bu sebeple aksam yedi sularinda, simarik birkac duzinesini daha gormem gerekiyordu. Isin kotusu bunlara mudahale de edemiyorsun.

Klinikte cocuk agzini acar ve sana izin verir veya aglar bagirir yirtinir ve katiyyetle koopere olmaz. Her iki durum icin iki adet yolumuz vardir; hastayi tedavi edersin veya annesine onu sakinlestirip baska bir zaman tekrar getirmesini soylersin. Savas veya sivis.

Ancak bunun ucuncu bir versiyonu da sosyallesme alanlarinda ortaya cikiyor; “sicis“.

Film arasinda beyaz perdeyi bir devirmedikleri kaldi, hadi dedik film arasiydi da… Film sirasinda yerinde durmayan veletlere ne demeli. Hayir ebeveynlerin bu tarz seyleri cocuklara ogretmesi gerekmez mi. Gerekmiyormus demek. Onlar ancak cise goturup getirsinler. Baba baba diye agladim ben de ama cise goturen olmadi. Cunku babam orada degildi. Olsa da goturmezdi sanirim. Kendisi beni sekiz yasimdayken “birkac iyi adam” (a few good men) filmine goturmustu. Cok anlamistim. Altima butun paltolari koymuslardi ama yine de altyazilara yetisememistim. Her anlamda.

Neyse, bu filmden sonra aslinda pixarin dava acmasini bekliyor bir cok kisi. Cunku film kayip balik nemo’nun ucuz bir kopyasi. Ama bence Delphi films dava acmali. Bir sinema klasigi olan Karate kid‘i taklit ettikleri icin. Tabi kaplumbaga-balik iliskisi, sensei-cekirge iliskisinden daha komplike ama. O ucyuzaltmis derece doner tekme yok mu, o hiz ceviklik felan yok mu. Karsimda karate kid’i gordum sanki. Ayrica kaplumbaganin da iki yanda biyiklari vardi. Bugunlerde biyik moda diyorum, bizim klinik malzeme sorumlusu oglan bile biyik birakmis.

Son olarak, bu neslin cocuklarini da folik asit fakiri yapacagiz sanirim, bu filmden sonra onume yagda cazir cozur kizarmis bir barbun getirsen bile yemek hususunda tereddut edebilirdim.
..
.
..
Tamam tamam, sadece birkac saniye. Fish knows her bir halt azizim.

Laibach ~ Tanz mit Laibach ulan. Ne guzel konserdi ama. Gormeliydin.

15 Şubat 2007

150207

Bu sabah, cogu sabah oldugunun aksine, kahvalti hazirlamak icin mutfaga girmis, hatta tavayi da ocagin uzerine oturtmustum. Derken aklima birden bire, her nasilsa, nereden geldigi anlasilamayan bir sekilde ve benzeri hayretlik iceren zarflarla su geldi;

“Kirmizi balik gölde kivrila kivrila yüzüyor. Balikci bilmemkim geliyor. Oltasini atiyor. Kirmizi balik kac…”

Zaten son gunlerde kafayi cocuk masallariyla bozdum ve yakinda cocuklarin dis sagligi ile de oynayacagim, dolayisiyla ön hazirlik safhasinda cocuk sarkilarini irdelememe de sasirmamali.

Aslen, sanirim dun sinemaya girmek uzere malum sahsi beklerken, karsidaki kocaman “cesur balik” afisine takilmis olmaliyim. Belki ruyamda da onu gordum. Yoksa psikopat miyim sabah sabah omletlik tavanin onunde kirmizi balik kac kac diye sarki soyleyeyim.

Kardesim kucukken bu sarkiyi pek cok soylerdi. Kivrila kivrila yuzer sonra da kacip dururdu. Kendisi katiyyetle balik yememektedir su anda. Onu bunu bilmem ama; Turk egitim sisteminin basarisidir bu.

Bu sarki da, bana sözlüde “ne güzel elyazin var senin, al bakalim eline kalemi kagidi bana su apereyi ciz, sonra bu apereyi ciz” diyip, cizimlerimi begenmedigi icin Turk egitim sistemine atifta bulunan hocama girsin. Gitsin. Yani.

12 Şubat 2007

120207

Tatile girdim gireli, ki sunun surasinda haftasonunu saymazsak bir gun oldu, kendimi uzaktan kumandaya teslim ettim. Gozlerim tam acik, yari acik, kapali ve hatta amuda kalkma pozisyonunda bile film izleyebiliyor ve dahasi altyazi okuyabiliyorum. Yine de bu amuda kalkma olayinda altyazi boyutlarinin da etkisi var, sasi bakinca sasiriyorum cok fena.

Bircok filmde oldugu gibi bugun de filmlerde “ee?” diyesim geldi. Yani tamam olay guzel, hersey hos felan ama ee? Filmlerin cogunun sonunda bir yigin soru isareti, bir yigin muallakta durum, ancak son sahnede gulup eglenerek ve dahasi (biz bunu evde cok sik yapariz degil mi) dans ederek yenilen bir aksam yemegi goruyoruz ve ekran karariyor.

V for Vendetta’da da boyle olmustum cok pis. V öldü. Peki ne oldu? Kaos?

Sanirim filmlerin sonlarini oradaki the end yazisiyla birakmayi beceremiyorum. Bunu yapinca cok mutlu kucuk bir velet olucam.

Bak aklima simdi birkac film daha geldi… Neyse.

Ben masallarin sonlarini da happily ever after yapamiyorum. Yani, anneannesini bir kurtun desilmis kanlar icindeki midesinden cikarken goren kirmizi baslikli kizin psikolojisi ne olur allah askina? Kurtun mide asitleriyle yanmis yamulmus derisiyle oradan cikan bir anneanne… O sirin kucuk orman evinde kurtu paramparca eden oduncu felan. Oturup kurabiye yemislerdir kesin.

Su az yagisli tatil gununde bir adet heather nova ~ london rain yolluyorum, gerekli mercilere gitsin.

11 Şubat 2007

110207

Blogger bizim icin altyapiyi degistirmis ancak kusrumuza bakmasin. Artik buradayiz;

http://www.kidinmind.org

Operim.

110207

Bugun otobuste veledin teki “düütselle baglan hayata” diye cigirtirken aklima bu cocuklar buyuyunce nasil olacaklar acaba sorusu takildi.
Bugun aklima birkac soru daha takildi. Misalen, ingilterede kar yagdigi ve turkiyeye yagmur dusmedigi su gunlerde mangalini kapan kendini uskudar sahiline atmisken, biz bu yaz ne yapacagiz? (Bu soruyu sesli dusunurken elimde de uzerinize afiyet ali ustadan nurtopu gibi dondurmalar vardi. Turk kahveli dondurma kulaga hos gelse de, eger telve yemeyi sevmiyorsaniz tavsiye etmiyorum diye altyazi geciyorum) Toprak tenis kortunun yani basindaki sandalyelerine oturup yuksek volumde kahkahalarla gulen amcalara bakarak “misalen bu yaz waterpolo oynayamicaz sekerim” diyesim tuttu. Ama tuttum. Bu yaz kaplicaya gidecegim ben, kararliyim.
Ulkece bilemeyecegim ne alemdeyiz ancak sehirce acayip entellektueliz. Tenis kortunu bir sokak asinca, bes adet guzel giyimli zati muhteremin, bir binanin giris katindaki dairede, kiclari bize donuk vaziyette toplanti yaptiklarini da gordum. Hatta benle birlikte bir sokak dolusu insan daha gordu, zira perdeler acikti. Veya perde alamamislardi, paralari yoktu. Yatirim yapmaya karar verdim, ancak sirketin ismini not etmeyi unuttum. Ise bak.
Sonra bir de bu dütselle hayata baglanan velet var. Daha neler gelecek karsimiza? Yoksa abisi aganin kizkardesini kacirdigi icin, agayla berdel usulu evlendirilen zengin istanbullu hanfendinin tecavuz sonrasi hamile kalmasi mi? Dermisim. Daha neler?
Sonunda bu donem bitti. Bir aksilik cikmazsa bir donem sonra mezun olup, lanet ogrencilige noktayi koyuyorum. Boyle diyince de cikip ukela ukela “mezun olunca ogrenciligi ozleyeceksin” demeyin. Kamuoyu arastirmasi yaptim. Daha bu cumleyi sarfeden bir meslektasima rastlayamadim. Zaten protezlerine alismasi icin agzina takip yolladigim hastam, tam hocadan not almak icin protezi gostermek uzereyken sivisip, sirra kadem bastigindan bu yana da ogrenciligi ozleyecegime dair seyler dusunmuyorum.
Peki.
Norah Jones’tan Thinking About You diyorum buradan. ‘Onumuzdeki aydan itibaren artik senede bir kutlayacagiz degil mi?‘ diyen yavruya gitsin.