yatagimda, otobuste uyudugum kadar rahat uyuyamadigima kanaat getirdim. bana bogaz trafigine taklimis bir otobus ayarlayin, bundan sonra orada uyuyacagim. ha bir de, ben uyurken beni arama gafletinde bulunduysaniz alacaginiz cevaplardan sonradan beni mesul tutmayin. zira pek kibar olmuyorum ve dialoglar su sekilde gerceklesiyor.
- uyuyor muydun?
- sen arayana dek.
- a üzgünüm.
- dert etme, kapatinca tekrar uyuyacagim.
- ha o zaman kapatayim.
- olur.
- ...
- dit dit dit diit.
tabi hicbir imla ve mantik kalibina girmeyen cumlelerim ve bazi bazi hicbirsey yazmadan kime de gönderdigimi bilmedigim mesajlarimla da meshurum. cep telefonumu geceleri kapatiyorum ama dedigim gibi gunun herhangi bir saati herhangi bir otobuste uyurkenki halim icin herhangi bir önlem alamadim.
(mesaj örnegi; olur yarın ben getirdim. sonra konusacagiz oldu diye. simdi tamam görüsürüz!)
yeterli uyku tamlamasindaki "yeter" icin yeni bir parametrem var;
söyle ki; gecenlerde oral diagnoz dersinde, lenf muayenesini anlatiyor hoca. ben de tuttum "hocam bir de demonstrasyon yapar misiniz?" dedim. "tabi tabi, gel buraya" dedi de umh sey, hem ben nasil görecektim bu durumda? "hissedersin".
ensedeki, cene altindaki, kulak önü ve arkasindakileri gösterdikten sonra sternocleidomastoid kasi, ki bu kas boynu saga/sola - yukari dogru cevirdiginizde capraz halde uzanir ve belirir, üstünde bulunan lenfleri de söyle muayene ederiz diye basimi iki yandan tutup cevirdi. cevirmesiyle küüt diye bir ses cikmasi bir oldu. bana bravo diyin, artik boynumdan da ses cikarabiliyorum.
iste yatagini hic bozmadan uyku uyuyan ben kisisi, 4 saatten fazla sure o sekilde uyuduysam, sabitlenmis boynuma, lenf muayenesi yapan hoca hamlesi uygulayip kütürdetmek durumunda kaliyorum ki iddia ederim kurbaga kiligindaki prenslerin, prensesi uykudan uyandirma asamasindaki metamorfozlari, benim bu iki hamlemle boy ölcüsemez. kafamizi saga/sola atiyoruz. ve uyanıyoruz.
on gun kadar sonra, tek basina gitmek istemeyip, eslikci aradigini belirten bir arkadasla spora baslayacagiz. aslinda hic bos zamani olmamasi ve gunde en az üc km yurumesiyle unlu bir kisi olmama ragmen, bu deneyimimle birlikte, "bakalim daha ne kadar slot acabilecegiz programda" ve "bakalim bu meniskuslu bacaklar daha ne kadar götürecek bizi" seklinde iki rekor denemesinde bulunacagim. bu civarlarda yolda yarı baygın ve birbucuk metre boylarinda bir yaratik görürseniz 444 0 911'i arayip adima ambulans cagirabilirsiniz. ilk mudahale olarak kafami sabitleyip bacaklarimi havaya kaldirin.
kendime bir de avcı sapkasi aldim bugun. konudan konuya atliyorum ama simdi havaya kaldirmak diyince, hava, oradan da ruzgar, oradan sinüzit ve basagrisi geldi aklima. bu sekliyle tam bir sol beyinli insan analizi yapmis oldum. neyse. avci sapkasi aldigim dukkandan cikinca, orasinin bir erkek icgiyim dükkani oldugunu farkettim. sapkam kürklü ve bana da epey indirim (20%) yaptilar.
avci sapkamla, ve havadar etegimle, montuma cekilmis, kaplumbaga numarasi yapip bir yandan havanin böyle olacagini niye söylemediler diye mızıldarken, yerde bir gazete gördüm "haftasonu hava buz kesecek" yaziyordu. gazete bugune aitti. bir de pederi beklerken, bos oturmayayım diye kiosklarin birinden bir dergi aldim. kapaginda mahsun kirmizigul vardi yaninda da bir hatun. sanirim bir dizide oynuyorlarmis. haydar ve silan benzeri komik karakter isimlerine guldum, dun aksam gumussuyundan dolmabahceye inerken "silanlama nedir bilmiyor musun?" diye bana firca ceken meslektasimin kulaklarini cinlattim. peder gec gelince tum yaziyi okudum. bu aralar beni bekletmek cok moda. böyle durumlarda oglak olmamaliyiz belki de.
*saturn ascends, comes round again*
KATIKLI DOLMA (Bitlis mutfağı)
1 yıl önce