Pages

30 Mayıs 2005

290505

yere oturup, seyyar gozluk saticisindan bir gunes gozlugu alip onume mendil acip ve flas der ve palahniuk'culuk oynayip bagirirdim;
flas!
bana komedi ver.
buyudum ve kendime ait gunes gozlugum var. oturup bir vapurun yan tarafinda kitabimi okurken aklima geliyor. komik degil miydik?

*degil miydik?*

28 Mayıs 2005

270505

kendimi enayi gibi hissetmeye basladim. bakin bayim, bu cok sik gelmez basima.
otobüste yer veriyorsam size beyfendi, oturacaksiniz. siz oturduktan sonra, ben de itis tikis otobuste anca kapi önünde yer bulabilmissem dikilirim. inerken bana carptiginiz icin özür dilemeniz ve yer verdigim icin de tesekkür etmeniz gerekirken dönüp "kapinin önünü tikamislar" derseniz, agziniza o laflari tikamak isteyebilirim. cinnet gecirdigimden degil. cekip gittigimden degil. ben özgürüm de diyebilirim.

ve sen kücük bayan,
her sene protez finalinde ayni model üzerine parsiyel protez yapildigini bildigimden ve bende bu model fazla oldugundan sana bunu veriyorsam cöpe atip bana "ama digerlerine haksizlik" demen senin safligini degil salakligini gösterir. üzgünüm, yedekten de olsa bu kontenjandan kisileri almiyorum cidarima. uza.

siradaki...

kimsenin sevgilisinin ödevini yapmak icin gece 2den sabah 6ya kadar literatür ceviremem. ingilizcem cok iyi, kahretsin. simdi hepiniz toplasin ve kanon yaparak bana zuhal olcay verin, sen bana fazla iyisin deyin. tiz sesleri beyler cikarsin, pesleri bayanlar. susun sonra, fazla pas yapiyorsunuz. demir sülfat bosaltip kanamanizi durdurabilir miyim mesela? ter bezlerimi daraltan gazi üstünüze boca etsem, bir daha sizin icin ter dökmek istemedigimi anlatabilir miyim misralarimda? dokunabilir misiniz ter bezlerime ellerinizle?

*bana kin ver.
bana öfke ver.
bana tolerans ver.

23 Mayıs 2005

220505

fizyolojikman endorfine susamis bitter bunyeli cikolata bedenin fermuarlarini indirip iteklesek hani samanlikta basip, alttan da alsak hos olmaz miydi?

carsambaya ortodontiden tel projemi teslim etmem gerekiyor. ama aylarca dusunmeme ragmen ne yapacagima karar veremedim. bir jester yapayim dedim, sonra zor geldi tabi. telden cin ali'ye top attiramayan yapi, isiga da ilik sut iciremedi. sonunda balkondan bakarken "bogaz koprusu" yapayim, bir de altunizade tabelasi koyarim asya tarafina dedim.

balkondan bakip ortakoyu seyredisimin son demlerindeyim. abuk subuk bir yerlere mustakil evlere gidiyorum. iniyorum dag basindan done done diye sarki soylerken samimiydim hep. bundan sonra daglari deldim, colleri astim'a terfi ediyorum.
okulum, evden 2 saat cekermis. fatima kargalar bisiylerini yemeden yola koyulacakmis. ama ne hos, artik sizlere degistirdigim 4ncü vasitadan da seslenebilirim. sabahlari agiz kokusu yaninda goz capagi incelemesi yaparak, ferdlerin kac saat uyuduklarini da kesfedebilirim (geceki mönünün yanisira).

pollyanna aslen misirdaki halamdan bana miras kalan tek seydi. ganimetleri paylasabiliriz isterseniz. bana kafa kol verin, sabah sabah cok asabi olabiliyorum.

aromali caylari hic sevmiyorum. laktoza intolerant bir vucudum var ve suttozu da reflü yapiyor.

20 Mayıs 2005

190505

kiyametin kucuk alametlerini siralayin bana dostlar;

acaba otobuste brosur dagitilmasi bundan midir? tanimadiginiz bir insanla yangin merdiveninde 45 dakika cene calmaniz? biskuvi uzattiginiz bir temizlik görevlisinin "biskuvin de bayatmis peh!" demesi? bilmemkac senelik kuaförünüzün sacinizi ilk defa istediginizden "kisa" kesmesi ve sonra da "e modelde de boyleydi" diye cikismasi? cebinizdeki 5 milyonun teorikte sizi 1 hafta idare etmesi gerekmesi? ilginc bir sekilde etrafta "retail therapy!" diye volta hatta nara atmaniz? erkek kardesinizin, 6 senelik gitarinizi balkondan asagi atip tuz-buz etmesi ve ustune sadece "tuz-buz" diyebilmeniz? son 1 ayda ders kitabi disinda kitap/dergi vb'ne el atmamis olmaniz? aa final döneminde ev tasimak da buna dahil midir peki? horoskop haritalari hakkinizda soyle-boyle diyorsa, suratinizda alik bir ifadeyle dolaniyorsaniz, pc'niz kendi hegomonyasini ilan ettiyse, etraftaki brosurleri okuyup "cumhuriyet ne demekti ya" diyorsaniz, sonra cumhur ve iyet diye eke-köke ayiriyorsaniz ve icinizde öss ye girme aski doguyorsa, "aah simdi istanbulda olmak vardi anasini satayim" derken taksim meydaninda dikildiginizi farkediyorsaniz gunesin batidan dogmasini beklemenize gerek yoktur.

her sabah soldan kalkiyorum, "sirit" demeyin, "333" derken bile fotojenik degilim.

15 Mayıs 2005

140505

sinavlarim dun itibariyle sona erdi. yakin zamanda sinav sonuclarimin tamamen aciklanmasiyla birlikte buraya yazarim. sonra hesaplama yapariz;
(ilk vize + ikinci vize) . 40% + final x 60% >= 60
iste butun hesaplama bu.
tum sene boyunca bunun icin calisiyorsun. ilk iki vize sonucunun ortalamasi 58 ve ustu olmazsa final sinavina baraj notu olan 60'tan giremiyorsun. kafa karistirici mi? ah hayir. sinav doneminin bana kazandirdigi bazi istatistikler veriler daha oldu. mesela;
4 hafta icerisinde 12 yazili, 1 sözlü sinav oldum.
haftasonlari haric toplam 82 saat uyudum.
76 dise kanal actim, bunlardan 32 tanesinin kanallarini doldurdum.
96 adet periapikal radyograf cektim.
4 röntgen dosyasi kullandim.
30 preparata baktim.
3 hastanin distaslarini temizledim.
toplamda 12 dolgu yaptim.
aletlerimi 13 kere sterilizatore verdim.
17 kere hastalara telefon ettim.
6 kere hastalara "paranizi ödeyin" dedim.
2 kere agri kesici ictim.
63 fincan kahve ictim.
29 bardak cay ictim.
17 bar cikolata tükettim.
85 kere otobuse bindim.
1 kere cep telefonumu evde unuttum. (telefon kartim yanimdaydi.)
1 kere cuzdanimi evde unuttum. (cep telefonum yanimdaydi.)
1 kere kalbimi unuttum. (aklim yanimdaydi.)
358 kere "of" cektim. (331'i okul yuzundendi.)
504 kere de "sikildim" dedim. (504'u okul yuzundendi.)
gunde ortalama 4 kere alarm kurdum.
haftada sadece 2 kere ram'e ulasabilen uyku uyudum.
haftada sadece 2 kere ruya gördüm.
birinde bana imidazol veriyorlardi.
digerinde vitalite testi yapiyordum.
tekrar ediyorum;
hafif palpasyonlari tolere edebilirim.
vitalite testine gelemem. yasiyorum.

08 Mayıs 2005

070505

bir suredir internet ustunde beni goremeyip ozleyenleriniz, ne yapiyor bu kizcagiz diyenlerinize ithafen hazirlanmis bir adet yazidir su asagida goreceginiz.

mesgulüm.

heheh.

olay su ki, son 5 gun icerisinde 4 adet sinav, 2 adet hasta detertraji, sinavlar, ödev teslimi, ceviri ve benzerleriyle ugrastim. hatta öyle ki 5 gunde toplam 12 saat uyuyarak rekora dogru kosar adimlarla ilerlemekteydim.

öyle ki dün gece müdahil oldugum konserin ilk yarisinda ara ara esnememi gizlemek adina dudaklarimi kapali tutarken burun kanatlarimin genisledigini hissediyordum. allahtan alandaki tek esneyen ben degildim. skeet ulrich arkadasimiz da kolpa esnemeler ve bayik gozlerle eslik ediyordu duruma. ilk yarisi pek icacici olmayan, teknik aksakliklarla dolu konserin ikinci yarisinda gercekten eglendim.
konserin ortalik yerinde nokibey üzerinden elini uzatip elimi sikan, konser sirasinda slow sarkilarda elele tutusup eslik etmemizi saglayan ve konser sonunda ortam durulunca tanistigim isvecli sevimli hatun johanna'nin, pain of salvation vokali daniel gildenlow'un karisi cikmasi da pek eglenceli bir tesadüftü. kuzey insanlari belki de o kadar soguk degil!

evet iste hersey bu kadar. eve gelip biraz hamam böcegi avladik gece gece. havuz tadilatta da...